Avrupa Birliği Üniversitesi – AJANDA'da “Din ve Değer Olarak İslam” konferansı düzenlendi.

Rektör Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi: “Bugün dünyada, insanlık tarihinde eşine az rastlanan bir trajedi yaşanıyor. Bu bir insanlık suçudur, soykırımdır, katliamdır. “Hukukun ve hakikatin hakim olduğu, Filistin'in özgür bir devlette yaşama hakkını kazanabildiği bir dünya umuyoruz” dedi.Ege Birgivi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi tarafından “Din ve Değer Olarak İslam” konulu konferans düzenlendi. AB Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen konferansın konuşmacısı 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal'dı. Etkinlikte; Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, AB Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Ersan, prof. Dr. Banu Yücel, Prof. Dr. İlkin Şengün, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans öncesinde Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, prof. Yavuz Ünal ve Prof. Dr. Saffet Köse'yi makamında ağırladı Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Bugünkü konferansımızın konusu da ne hukuki, ne insani, ne de din ve değerler açısından kabul edilebilir.” o değil. İsrail'in, yıllardır tecrit altında bir açık hava hapishanesine dönüştürdüğü Filistin'e yönelik işgal benzeri saldırılarının, daha fazla insanlık dramına yol açmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum” dedi.“İslam dini köklü ve evrensel bir değer sistemi sunmaktadır”İslam dininin evrensel bir değerler sistemine sahip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Budak, şöyle konuştu: “İslam dini hem bireysel hem de toplumsal hayatı düzenleyen köklü ve evrensel bir değerler sistemi sunmaktadır. Bu değer sistemi ahlaki, sosyal, ekonomik ve hukuki boyutlarıyla insan yaşamının her alanına hitap etmektedir. İslam'ın temel ilkesi tevhittir, yani Allah'ın birliğidir. Bu inanç Müslüman yaşamının merkezinde yer alır ve tüm değerlerin kaynağıdır. Tevhid insanı adalet, merhamet, dürüstlük, sadakat gibi erdemlere yönlendirir. Bu erdemler bireylerin hem Tanrı ile hem de diğer insanlarla olan ilişkilerini düzenler. Adalet, merhamet ve şefkat İslam'ın temel değerleridir. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatı boyunca şefkatiyle örnek olduğunu ve ümmetine bu değeri benimsemesini tavsiye ettiğini ifade eden Rektör Prof. toplumsal yaşamı adalet, şefkat, dürüstlük ve sosyal sorumluluk temelinde inşa eder. Bu değerler evrensel nitelikleriyle yüzyıllar boyunca insanlığa yol göstermiş ve yönlendirmeye devam etmektedir. Sözlerime son verirken, konferansın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Bugün 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr., katılımı ve sunumlarıyla konferansımızı onurlandırdı. Konuşmaların ardından 19 Mayıs'ta Üniversite Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Din ve Değer Olarak İslam” başlıklı bir ders verdi. Prof., Filistin'deki saldırılara değinerek sözlerine başladı. Dr. Ünal, şunları söyledi: “Bugün dünyada, insanlık tarihinde eşine az rastlanan bir trajedi yaşanıyor. Bu bir insanlık suçudur, soykırımdır, katliamdır. “Hukukun ve hakikatin hakim olduğu, Filistin'in özgür bir devlette yaşama hakkını kazanabildiği bir dünya umuyoruz” dedi.“Allah insanı özel bir varlık olarak tanımlıyor”Din, İslam ve değerler kavramlarına değinen Prof. Dr. Yavuz Ünal, şunları söyledi: “Dinin ne olduğu sorusuna pek çok farklı cevap verilse de benim en doğru bulduğum tanım, dinin bunu sağlayan sistem olduğudur. Kişinin kendi iradesiyle dünyada ve ahirette ona ferahlık, huzur ve kurtuluş vermesidir. Burada kişinin iradesi devreye girmektedir ve bu iradenin aslında Kur'an-ı Kerim'e açıkça yansıdığını görmekteyiz. Dinde zorlama yoktur ve bu dini kabul etmek zorunda da değilsiniz. İradenizi kullanıp bu dini kabul ettikten sonra bir süreç başlar ve gerekli sorumluluklara sahip olursunuz. Değer dediğimiz kavramın, ona anlam yüklediğinizde, sizin için anlam ifade eden, eksik hissettiğiniz ve sahip olmadığınızda içinizde oluşan boşluk duygusu olduğunu söyleyebiliriz. İslam'ın din ve değer olarak ne olduğuna baktığımızda ilk olarak aidiyet kavramı ortaya çıkıyor. Bir kişinin Müslüman olarak adlandırılabilmesi için bir değer ve inanç çerçevesine veya ölçeğine sahip olması gerekir. Bütün bunlara iman esasları diyebiliriz. Ancak iman esasları sadece bilgi olarak görülmemelidir. İslam dediğimiz şey bütün bir sistemdir. Her inanç sisteminin kendine özgü bir kimliği ve kendini tanımlama biçimi vardır. İslami açıdan baktığımızda Allah bizi ve tüm canlıları yaratıp, insanı evrende özel bir yere yerleştirmektedir. Adamı öyle özel bir varlık olarak tanımlıyor ki, benim halifem diyor. Bu sistemin bizden istediği bir şey var. Seni yarattım ve seni yaratmamın sebebi bana hizmet etmendir. Bunu yapıp yapmadığını görmek için irtifak olarak tanımlanan bazı şeyleri yapıp yapmadığını değerlendireceğini söylüyor. Bütün sistem bunun üzerine kurulu. Yarattığı insanlara fırsatlar verir ve verdiği fırsatlar da aslında bir fırsat türüdür. Sağlık, hastalık, yoksulluk, zenginlik, güç ve hayatta karşılaştığımız her şey aslında bu sistemin bir parçasıdır. “Bu sistemde hepsinin bir anlamı var” dedi.“İnanç sisteminde 3 temel parametre vardır”Profesör. Dr. Ünal, şunları söyledi: “İslam, ömür boyu devam eden bir olgudur. Sorumluluk çağına geldiğimiz andan itibaren yerine getirmemiz gereken yükümlülükler vardır. Burada önemli olan kabul etmek veya reddetmektir. Burada sizi kabul etmeye zorlayacak bir mekanizma yok. İnsanlık tarihinde böyle bir örnek yoktur. Ama sizi buraya zorlayan aslında içsel duygularınız ve içgüdülerinizdir. İnanç sisteminde üç temel parametre vardır. Birincisi Allah'a iman, ikincisi peygambere iman, üçüncüsü ahirete imandır. Eğer inanç sistemini kabul ediyorsanız, İslam inanç sistemini kendi inanç sisteminiz olarak kabul edip kendinize Müslüman diyorsanız bu 3 parametreye uymanız gerekmektedir. İslam'ın şartlarına uymak İslam'ın esasıdır. Bu koşullar yerine getirildiğinde ahlaki bir profil ortaya çıkar. Mesela zekatı ele aldığımızda malımızın yüzde 2,5'unu ihtiyaç sahibi birine bağışlayacak ve bunu ihtiyacı olan biriyle paylaşacaksınız. Aslında orantısal olarak düşünürsek %2,5 Rabbimizle olan ilişkimizi ve bu ilişkinin güçlenmesini temsil ediyor. Bütün bu şartların bir anlamı ve değeri vardır. İnsani değerleri okumak, kendimizi baskın duyguların hakimiyetinden kurtarmak, bizi sadece yolda kalanları, açları, hiçbir imkanı olmayanları, yani dışımızdakileri düşünmeyen bir bireye dönüştürür. sadece kendini düşünmemek, kendisi için yaşamak, kendisi için istemek, aynı zamanda kendi dışındaki dünyayı da hesaba katmaktır. Bu sadece hayatı daha güzel kılmak ve sosyal refahı eşitlemekle ilgili değil, çok daha fazlası ile ilgili. Sonuç olarak, dışımızdaki dünyayla ne kadar ilgilenirsek, dışımızdaki dünyanın olumsuzluklarına ne kadar duyarlı olursak insani değerlerimiz de o kadar güçlü olacaktır. “Evrende mükemmel bir düzen var, mucizevi bir yaratılış var ve bunu okuduğunuzda bunun kendiliğinden olamayacağını, çok güçlü bir varlığın yaratmış olabileceğini düşünmemek mümkün değil.” “Profesör. Dr. Ünal, “Din olarak İslam ve değerler” konulu sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Konferansın sonunda Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, prof. Dr. Yavuz Ünal'a günün anısına hazırlanan bir hediye takdim etti. Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir