Yayınlanma tarihi
Dünya Bankası’nın Salı günü açıkladığı bir tahmine göre, 10 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın ardından Suriye’nin yeniden inşası yaklaşık 185 milyar avroya mal olacak.
Bu miktar, Suriye’nin 2024 yılı gayri safi yurtiçi hasılasının neredeyse 10 katıdır.
Çatışma ülkenin büyük bir kısmını harabeye çevirdi ve elektrik şebekesi de dahil olmak üzere kritik altyapıya ciddi zarar verdi.
Dünya Bankası, yeniden inşanın maliyetinin 140 milyar dolardan 345 milyar dolara kadar değişebileceğini söylüyor ancak “en ihtiyatlı tahminleri” 216 milyar dolar.
Banka, altyapının yeniden inşasının maliyetinin 82 milyar dolar olduğunu tahmin ederken, konut binalarındaki hasarın 75 milyar doları, konut dışı yapılardaki hasarın ise 59 milyar doları buldu.
Değerlendirmeye göre çatışmaların yoğun yaşandığı Halep ve Şam’ın kırsal alanları en fazla yatırıma ihtiyaç duyacak bölgeler arasında yer alıyor.
Dünya Bankası Orta Doğu Direktörü Jean-Christophe Carret, “Önümüzdeki zorluklar çok büyük ancak Dünya Bankası, toparlanma ve yeniden inşa süreci boyunca Suriye halkı ve uluslararası toplumla birlikte çalışmaya hazır” dedi.
Eski Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın Suriye’den kaçmasının ardından ülke, Batı ile diplomatik ilişkileri yeniden kurmasına ve Körfez ülkeleriyle milyarlarca dolarlık yatırım anlaşmaları imzalamasına rağmen hâlâ ekonomik zorluklarla boğuşuyor.
ABD ve Avrupa, Esad döneminde uygulanan yaptırımların çoğunu kaldırmış olsa da bunların sahadaki etkisi sınırlı kaldı.
Uluslararası yardımdaki kesintiler birçok Suriyelinin yaşam koşullarını kötüleştirdi. Birleşmiş Milletler’e göre Suriye nüfusunun yüzde 90’ı yoksulluk içinde yaşıyor.
Suriye iç savaşı 2011 yılında başladı ve yüzbinlerce insanın ölümü ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesiyle sonuçlandı. Ülkenin geniş alanları tahrip edildi.
2024 yılı sonuna kadar 6 milyondan fazla Suriyeli mülteci veya sığınmacı olarak kayıt altına alınmış olacak. Bu insanların çoğu Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de bulunuyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde 1,3 milyona yakın Suriyeli yaşıyor; Bunların çoğu Almanya, İsveç ve Avusturya’da bulunuyor.